31 Mart 2009 Salı

Türkler neden evrimci olur?

Darwinistler ikiye ayrılır:

1. Türkler
2. Diğerleri

Diğerlerinin, yani batılıların neden evrimci olduğu çeşitli sebeplere bağlıdır. Yozlaşmış hristiyan inancına olan karşıtlık, batılıları tüm dinlerin saçma ve hayal ürünü olduğunu düşünmeye sevketmiş, bu vesileyle kainat hakkında materyalist açılımlar yapmaya mecbur kalmışlardır. Diğer bir sebep de zaten mizacında kendini ilahlaştırma olan batı insanının büyük ve tek bir yaratıcıyı kabullenememesi olabilir.

Buna benzer başka sebepler de bulunabilir, batılıları iyi gözlemlemiş başka kimseler de diğer gerekçeleri ikrar edebilirler.

Batılıların psikopatlığı beni pek ilgilendirmiyor, ama Türklerin neden Darwinist olduğu Müslümanların fikrî, siyasî çöküşüyle doğrudan bağlantılıdır diye düşünüyorum.

Türklerin evrimciliği, tamamen bir aşağılık kompleksinin sonucudur. Batılılar karşısında kendisini gerizekalıymış gibi hisseden bir takım bilim (!) adamlarımız (?) batılıları taklit etmeyi ilerlemenin, yükselmenin yegane amili saymışlardır.

Üniversite birinci sınıftayken, Biyofizik dersine giren hocamız bir hatırasını anlatmıştı. Gençliğinde doktorasını belçika'da bir üniversitede yapmış. Orda aynı üniversitede bir doçentle birlikte hücrede RNA'nın yazılım reaksiyonlarını inceleyip bu tepkimeleri sağlayan enzimi bulmaya çalışıyorlarmış. Aynı araştırmayı başka bir ülkede (şu an hatırlamıyorum) başka bir grup daha varmış.

Uzunca bir süre araştırmışlar, bizim hocayla birlikte çalışan doçent ilgili enzimi büyük ihtimalle bulduğunu söylemiş(yani yanılmış) Hocamızsa enzim bulunmadığını, acaba RNA'nın bu tepkimede kendi kendisini katalize etmesi, yani enzim gibi davranması mümkün olabilir mi diye düşünüyormuş. Ancak bunu bir türlü söylemeye cesaret edememiş. Çünkü o yıllarda RNA'nın önemi şimdiki gibi bilinmiyordu, yapısal bir molekülün enzim olmasının kesinlikle mümkün olmadığı düşünülüyormuş.

Bir süre daha o enzimi araştırmaya devam etmişler, hoca hiçbir zaman bu düşüncesini söyleyememiş. Diğer grup RNA'nın enzim aktivitesini tesbit edip Nobel'i ve 1,5 milyon dolar para ödülünü almış..


Malesef bu aşağılık kompleksi, her şeyde gösteriyor kendini. Batının görünürde ihtişamlı ama ruhsuz gelişmişliği bizim yetersiz bilim insanlarımızın gözlerini kamaştırıyor. Onlar her söylediğini doğru, her dediğini hakikat kabul ediyorlar.

Batılıların mağruriyeti karşısında batıl donelere tutunmaktan başka birşey yapamıyorlar. Sanıyorlar ki onlar gibi bilim adamı olmak, doğru da yanlış da olsa onlar düşünmek, onlar gibi konuşmak, onlar gibi yaşamayı gerektiriyor.

Daha kötüsü biz bu kompleksli, ezik kişilikli, acınmaya ve tedaviye muhtaç kişilere profesörlük ünvanı verip kendilerinden ders alıyoruz. Başını örtmek veya açmak ile çağdaşlık arasında doğrudan bir bağlantı kuracak fikir yoksulu olan bu hasta insanlar memleketimizin en yüksek tebaasını oluşturuyor. Çok acı bir durum.